Kalp krizi ve nabız arasındaki ilişkiyi anlamak için öncelikle kalp krizi ve nabız kavramlarını açıklamak gerekmektedir. Kalp krizi, kalbin kendi dokularının besinsiz ve oksijensiz kalması sonucu oluşan bir durumdur. Kalbi besleyen koroner damarlar çeşitli nedenlerle tıkanabilir ve bu tıkanıklık, kalbin kendi dokusunu beslemekte yetersiz kalmasına yol açar. Kalp kası, istemsiz olarak çalışan kas grubu arasında yer alır; yani biz farkında olmadan kalbimiz kasılarak vücudumuza kan pompalar. Kalp kasındaki hücrelerin besinsiz kalması, bu kasılmalarda hissedilebilir değişikliklere neden olur.

Kalp krizi esnasında kişi derin bir göğüs ağrısı hisseder. Yoğun veya soğuk terleme, solunum değişiklikleri ve mide bulantısı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bazı hastalar kalp krizi sırasında bu belirtileri yoğun bir şekilde yaşarken, bazıları ise kriz geçirdiklerinin farkında bile olmayabilir.

Kalp krizinde nabız genellikle artar. Kriz sonrasında ise kişinin normal nabız atımından daha aşağıya düşebilir. Nabız, kalbin dakikada kaç kez vücuda kan pompaladığının göstergesidir. Kriz esnasında kalp "iskemi" adı verilen bir sürece girer ve kas titrasyonu hareketi yapar, bu da nabzın yüksek görünmesine neden olur. Kalp krizinde nabız bazı hastalarda dakikada 150 atıma kadar çıkabilir. Ancak bu durum tıbbi literatürde genellenemez çünkü her hastanın metabolik faaliyeti farklıdır. Bazı hastalarda kalp krizinde nabız sabit kalabilirken, bazı hastalarda düşük nabız gözlemlenebilir.

Kalp krizi sırasında nabız ölçümü yaparken en sağlıklı veri, EKG (Elektrokardiyografi) cihazlarıyla elde edilebilir. En uygun müdahale ise hastanın uzman bir sağlık personeli tarafından elektrotlar vasıtasıyla monitöre bağlanmasıdır. Hekimin uygun gördüğü şekilde, hastaya acilen anjiyo yapılabilir veya hasta koroner bypass ameliyatına alınmak üzere hazırlıklara başlanabilir.

Kalp krizi sırasında nabız değişiklikleri hastanın genel sağlık durumu, yaşı ve başka faktörlere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu nedenle, kalp krizi şüphesi olan kişiler acilen tıbbi yardım almalı ve uzman bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.

Kalp krizinin belirtileri şunlardır:

Kalp krizi risk faktörleri arasında şunlar bulunmaktadır:

Kalp krizi geçirme riski olan kişilerin bu risk faktörlerini minimize etmek için yaşam tarzı değişiklikleri yapmaları ve düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemeleri önemlidir.